Aile ve Aile Kavramları Hakkında
- izailedanismanlik
- Jul 15, 2014
- 1 min read
Aile
Bireyin sosyalleştiği, içinde yaşanılan topluma dair değerler, tavır ve davranışlara dair öğretilerle ilk karşılaştığı alandır. Aile birbirine biyolojik ve/veya psikolojik olarak bağlı; birbirleri ile geçmiş, duygusal ve ekonomik bağları olan, belli bir süre aynı ev ortamını, benzer mikrokültürü deneyimlemiş kişiler olarak tanımlanabilir.
Aile Yaşam Döngüsü
Toplum içinde her ailenin içerisinden geçtiği bazı evreler vardır. Bu evrelerde aile bireyleri yeni durum ve koşullarla karşılaşırlar. Bu koşullarla başedebilmek adına değişim ve dönüşüm geçirirler. Ailenin oluşumu, gelişimi, aileye çocukların katılması, çocukların gelişim dönemleri, ekonomik koşullar gibi etmenler karşısında ailede oluşan hareketlilikler aile yaşam döngüsünü oluşturur.

Aile Sistemi
Aile sistemi anne, baba, kardeşler, (eğer birlikte iseler büyükbaba, büyükanne, dayılar, amcalar, hala ve teyzeler) gibi bireylerin birbirleriyle etkileşimlerini düzenleyen kuralların tümüdür. Bir sistem olarak aile, birbirleri ve çevreleri ile sürekli bir etkileşim içinde bulunan bireylerin oluşturduğu bir yapıyı işaret eder. Aile üyelerinin etkileşim içinde değerlendirilmesi demek, üyelerden biriyle ilgili bir olayın, o bireyle etkileşim içinde bulunan diğer üyeler üzerinde de etkisi olacağının düşünülmesini gerektirir.

Aile İçi İletişim
Etkin bir iletişim; karşıdaki kişiye kabul edildiğini, değer verildiğini, duyguları ve düşünceleri olan bir varlık olduğunu hissettirebilmektir. Aile içinde iletişimin olabildiğince açık ve direk olması sağlıklı bir iletişime işaret eder. İyi bir iletişimin gerçekleştiği ortamlarda, aile fertleri birbirinin düşüncelerini ve duygularını doğru olarak anlayabilirler. Empatik anlayış ve destekleyici tutumunun varlığı kişileri (özellikle çocukları) işbirliğine, yardımlaşmaya ve paylaşmaya iter. İyi bir iletişimin gerçekleştiği aile ortamında çocuklar daha özerk ve bağımsız bir kişilik geliştirirler. Düşünce ve duygularının anlaşıldığını ve kabul gördüğünü gören çocuklar rahatlar ve bunları açıklama özgürlüğü ve alışkanlığı kazanırlar. Aksi halde çocuklar anlaşılmadıklarını hisseder; içe kapanıp problemlerini konuşmamaya, duygu ve düşüncelerini kendilerine saklamaya yönellirler.